Kıl Dönmesi

Kıl Dönmesi (Pilonidal Sinüs) Hastalığı

Kuyruk sokumu göğüs arası veya kasık bölgelerinde görülen, ciltte bulunan kılların baskı ya da basınç altında ters dönerek deri altına doğru batarak ilerlemesi ile oluşan bir durumdur. Cilt altında ilerleyen kıllar bu alanda genişleyen karakterde kist yapısı oluşturarak zamanla elle dahi hissedilebilen bir şişlik meydana getirmeye başlarlar. Daha çok erkek cinsiyette ve kıl açısından cildi zengin olanlarda sık rastlanır.

Kıl Dönmesi (Pilonidal Sinüs) Hastalığı Nasıl Seyreder?

Cilt altında oluşan kist yapısının zamanla enfeksiyonun eklenmesi ile tekrarlayan apse, ağrı ve akıntı atakları ile seyretmesi ve hastanın hayat kalitesinin bozulması tipiktir. Tedavi uygulanmayan ve uzun süreli hastalık halinde özellikle kuyruk sokumu bölgesinin farklı alanlarına doğru açılan ve ana kist ile bağlantılı yollar meydana gelir ve hastalık ve tedavisi daha da komplike hale gelir.

Kıl Dönmesi (Pilonidal Sinüs) Hastalığı Tedavisi

Atak geçirmemiş sadece akıntısı olan hastalarda antibiyotik tedavisi ile enfeksiyonun gerilemesi ve geçici iyilik hali oluşabilir. Bu durum en fazla 1-2 ay kadar konfor sağlar ancak ağrı, enfeksiyon ve apse atakları birbirini izlemeye başlar. Kısacası basit tıbbi tedavi ile sonuç almak mümkün değildir.

Kıl Dönmesi (Pilonidal Sinüs) Hastalığı Tedavisinde Cerrahi

Kesin tedavi kıl dönmesi hastalığında cerrahi eksizyon (kist çıkarımı) ve yaklaştırma teknikleri ile sağlanır. Bu yöntem ile ilgili orta hattı kaydırma (Karydakis) ve flep yöntemleri Cerrahi eksizyon uygulanan hastalarda (Limberg, Romboid, Z Plasti, V-Y Flep) gibi teknikler uygulanabilmektedir. 

Kıl Dönmesi (Pilonidal Sinüs) Hastalığı Tedavisinde Lazer

Son yıllarda kıl dönmesi hastalığında lazer koagulasyon ile kistin yakılması ve kendiliğinden kapanması sağlanabilmektedir. Klasik cerrahi yönteme göre hastalar açısından ağrı ve işe geri dönme süresi açısından avantajları bulunmaktadır.

Kıl Dönmesi (Pilonidal Sinüs) Hastalığında Merak Edilen Sorular

    • Hastalar açısından en önemli merak edilen konu hastalığın tekrarıdır. Cerrahi ya da lazer tedavisi olmayan hastalarda kısa iyileşme dönemleri dışında tekrarlayan ataklar gözlenir
    • Diğer bir konu da ameliyat sonrası dönemdir. Cerrahi eksizyon uygulanan hastalarda 20 gün kadar düşük fiziksel aktivite ve spor yapılmamasını önermekteyiz. Ancak yürüyüşler bir sakınca yaratmamaktadır.
    • Cerrahi eksizyon uygulanan hastalarda mümkünse ömür boyu ameliyat alanının da tıraş ya da kıl dökücü kremlerle kıl barındırılmaması nükslerin azaltılması açısından önem arz etmektedir.
    • Kıl dönmesi nedeniyle ameliyat uygulanan hastalarda iyileşme döneminde dışkılama sonrası temizlik önemlidir. Zira bazı hastalarda kist makat ile yakın komşuluk gösterip dikiş hattı bu alana kadar uzanabilir. Dışkılama sonrası taharetlenirken mutlaka arkadan öne doğru temizlik büyük önem arz eder. Tersi ve dikkatsiz uygulamalar yara yeri enfeksiyonlarına zemin hazırlar.